"Birazdan uyanır."
Hogwarts Baş Şifacısı Euphoria Neptys'in tiz sesi ile kendine gelmeye başlamıştı. Hastahane Kanadı'nın beyaz floresanları yüzünden gözlerini kırpıştırıyordu. Yatakta debelenmekten buruş buruş olan cüppesinin omuzlarına kadar sıyrılmış olan kollarını aşağı indirdikten sonra, ellerinden destek alarak oturur pozisyona geçti. Sırtını duvara yaslamadan önce, ayakucunda bulduğu Dırdırcı'ya ulaşmaya çalışıyordu. Derginin üzerine düşen gölgeyi fark edip, yavaşça kafasını kaldırdı. Pencereden yansıyan ışığın daha da mükemmelleştirdiği eşsiz kahverengi saçlar aklını başından almadan önce, bu harikulade saçlarla uyumlu bir çift yeşil göze bakmayı ihmal etmemişti.
Alex, Neptuné'nün güvenebildiği sayılı insanlardan biriydi. Ağzında bakla ıslanmayan tiplerden biri olmaması ise onun en iyi özellliklerdendi. Biraz cılız olmakla birlikte ince bir yüz yapısına sahip olmasına rağmen Hogwarts'taki her kızın hayaliydi. Bir çok kez Aşk İksiri içeren hediyeler almıştı. Hiçbirine kanmamasına rağmen, her defasında çikolataları yemiş gibi numara yapıp, kızları elde etmeyi başarırdı. Dedikoduları neredeyse her gece Ravenclaw ortak salonunu doldururdu. Alex o gün takıldığı kızların aptallıklarını anlatırken kendilerini tutamaz, bir kahkaha patlatırlardı. Bayan Nymphe yatmalarını söyleyene kadar böyle devam ederdi bu. En iyi arkadaş, belki de kardeş idi onu anlatan kelimeler. Birkaç kez Felice ve Venusé'den Alex'in duygularının farklı olduğu konusunda bir şeyler duymuştu. Ama hepsinin asılsız olduğuna emindi. Alex ve Neptuné'ün beraber olması imkansızdı. Üstelik Neptuné'ün zaten halihazırda bir erkek arkadaşı vardı.
"İyi misin canım?"
"İyiyim, iyiyim."
"Dönemin başında Bitkibilim'i seçmemeni söylemiştim."
"Bilirsin işte adamotları."
Konu: Kaza. 
C.tesi Ocak 23, 2010 5:15 pm
